Dün akşam senden ayrıldıktan sonra,
İlyas’lara gittim.
Oturup, şu evlenme meselesini uzun uzun konuştuk;
Karısı da akla yakın şeyler söyledi:
Ben gerçi onu severim, dedi;
Beraberce yaşayıp gitmenizi kim istemez?
Ama, yoksulluğa alışkın değildir o;
Açlığa, yalınkat döşeklere pek katlanamaz.
Dinledikçe, kızcağıza hak verdim;
Bu iş olmayacak gibime geliyor, ne dersin?
Sen öyle görmüşsün büyüklerinden;
Dört kap yemekli sofralar görmüşsün,
Karpuz kollu yaz entarileri görmüşsün;
Yattığın yataklar herhalde somyalıdır;
Haftada bir-iki, sinemaya gidersiniz evcek...
Hayat pahalı, sana pabuç alamam;
Pabucu bırak, şöyle karın doyurucu bir şeyler de alamam;
Kitap alamam mesela,
Radyo alamam, tiyatro bileti alamam;
Gençsin birçok şeylerde gönlün kalacak.
Peşin söylemeli ki, sonra bana gücenmeyesin;
Benim cıgaram var, rakım var;
Alıştığım insanlar var bunca yıldır,
Sevdiğim, inandığım;
Onlarla görüşmeden edemem.
Hepsini kabullensen bile, günü nasıl kurtaracağız;
Memurluk bana gelmez,
Ticaret falan da yapamam, yaradılışım böyle;
Çelimsizim, taş kıramam.
Ben yazarak, çizerek geçinmek zorundayım;
Diyeceksin ki; ölme eşeğim ölme!
Sen bir aralık demiştin ki:
Gerekirse, ben de çalışırım, demiştin;
İngilizceden tercümeler yaparım, dikiş dikerim;
El işine koşmak gücüme gitmez;
Annem bana bunların hepsini öğretti.
Benim anam da iyi kadındır, biliyorsun;
Sana kaynanalık etmez tabii.
Anıa, hastalıklı, eli işe varmıyor;
Bulaşık mı yıkayacaksın, tercüme mi yapacaksın;
Ortalığı mı süpüreceksin, dikiş mi dikeceksin?
Bir gün, beş gün değil ki bu;
Gençliğini yitirince hayattan soğuyacaksın.
Ben şiir de yazıyorum, biliyorsun;
Şiirlerimde barış gibi, hürriyet gibi sözler geçiyor;
Buna içerleyenler olacak belki,
Bu güzelim işe bir kulp takıverecekler;
Cezaevlerine düşeceğim, sen yapayalnız dışarda...
Bu mektubu postaya vermeden önce,
Şöyle bir gözden geçirdim;
Başka kusurlarım olsaydı,
Emin ol, onları da yazacaktım.
Bak düşün taşın.
Metin Eloğlu
AŞK MEKTUBU
13 Ekim 2007 Cumartesi |
Gönderen
editör
|
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
BİZ KİMİZ
HASAN TAHSİN ÇETİN & MURAT SOLGUN
METİN ELOĞLU
.
ARŞİV
Popular Posts
-
Kötüymüş, cahilmiş; bunlar hep peşin hüküm… Dolmabahçe’ye yanaşın da –eğer yanaşabilirseniz- İyi niyetle şöyle bir kolaçan edin: Adam oturmu...
-
I Tavsayan bir rüzgârdaki hadilik Sudaki buğulanıma direniş Gece indi miydi Ot güne upuzuyor Geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni...
-
Arkamdan laf etmişsin, sana yakıştıramadım; Beni rezil edip, bir köşeye kodu, demişsin... Dayını kışkırtacakmışsın da bir gece vakti; Parayl...
-
Bir ara çağdaş çağdaş tüttü; Caydı, Taşdevrince tüttü… Cami-ül Ezher’e devam eti bir ara; Hac’a gitti, Holivut’a gitti… Kâh ferace-yaşmak, k...
-
Günler günleri kovaladı, aylar ayları; Sabah karanlığında, öğle üstü, geceleyin Aşk yılları, Öğrenim yılları; Pembe yıllar başımın tacı, Zif...
-
Sevgili Şermin, Hayrünnisa, Saadet Hanım; Bu memlekette aydın karı yok! diyen efendiler; Geçerken şöyle bir uğrayın perşembeleri, Vallah to...
-
Beşiktaş’ta Kürt Bekir’in kahvesi, Gözönünde helalinden bir deniz; Aylardan temmuz; ağustosla haziranın arası. Biraz ötede hayal şehir, Anad...
-
Bunu anlasa anlasa Muhammet anlar Hatçe’si bir güzeldi de Senle ben ikimiz değil miydik Denizin İstanbul’a geldiği aylar Maydanoz kaç parayd...
-
Akşamüzeri balkona kuruldu muydu Bacak bacak üstüne atıp cigarayı da yaktı mıydı Şeytan diyor ki git, saçlarını dola eline Bir sille bir tar...
-
Hışmılismirrahilezeliharamisnan Izillakeysülehibbilibnetucanan Delivehmileşünahretinemilezan Şahkisansabirzeytülsattaraban Metin Eloğlu
0 yorum:
Yorum Gönder