MASAL MASAL MATİTAS

13 Ekim 2007 Cumartesi | | 0 yorum

Bir ara çağdaş çağdaş tüttü;
Caydı, Taşdevrince tüttü…
Cami-ül Ezher’e devam eti bir ara;
Hac’a gitti, Holivut’a gitti…
Kâh ferace-yaşmak, kâh bikini mayo;
Kâh kızoğlankız, kâh vesikalı orospu;
Sabahları sırtını sıvazlar Yahya Kemal’in,
Akşamları Oktay Rifat’ın çenesini okşar;
Doğuya vergi bir duman bu, hinoğluhin!

Şubatlardan arta kalan bir kış gecesi,
Köşede pusu kurup, gözleri kör olası;
İncecik billur pembe köşk oturan,
Hüseyin Beyin önünü kesti…
Şöyle bir irkildi Hüseyin Bey;
Polis molis olmasın sakın bu zibidi?
Haktanır olmasın, vatansever olmasın?
Baktı ki, duman bir tuhaf kokuyor;
Tereyağında kızarmış koçyumurtası kokuyor,
Kirli çamaşır kokuyor.
Baktı ki, duman dalkavuğun, suçortağının biri;
Yelkenler suya iniverdi seninkinde:
Efendim, bir emriniz mi var? dedi.
Dedi ki duman: Saygıdeğer Hüseyin Beyefendi!
Bizim evde bu gece kimler var, bir bilseniz...
Masraf Nazırı Hasan Paşa’nın ortanca kerimesi
Fabrikatör Sırrı Bey’in bacanağı;
Vurguncu Sezai Bey var, belki tanırsınız;
Itrî’ler, Dede’ler, Leyla Hanım’lar;
Karaborsacı Hidayet Bey’ler;

Randevucu Müjgân Hanım’la hemşiresi...
Sizin evde ne var, anlayalım yani?
Lâhavlevelâkuvveteillâbillâhilaliyülazim!
Bizim ev sizinkine benzer mi, a evladım?
Bizim ev, dokuz göbekten asiller evi;
Çerkeztavuğu eksik olmaz ki bizim evden;
Hele patlıcanlı horhor kebabı,
Saray usulü sebzeli yahni,
Şahane usulde erişte graten,
Garnitürlü arnavutciğeri
Kraliçe çorbası,
Safranlı İstanbul pilavı...
(Aç açma bunları yazmak öyle gücüme gidiyor ki)
Muska böreği,
Bülbül yüreği...
Tatlılardan ne var, peki?
Dilberdudağı,
Hanımgöbeği...
Ekşilerden?
Yani iş inada bindi!
Açtı ağzını, yumdu gözünü Hüseyin Bey:
Biz bugün ahretliği dövdük, siz dövebildiniz mi?
Biz faizle para veririz, siz verebilir misiniz?
Karım bahçıvanla kırıştırır, sen kırıştırabilir misin?
Oğlum yoksul kızları iğfal eder, sen edebilir misin?
Kızım günaşırı çocuk aldırır, sen aldırabilir misin?
Meğer, Hicran Hanım yattığı yerde kulak kabartırmış;
Don gömlek sokağa uğrayıverdi:
A düzenbazoğludüzenbaz,
A Divan Şiiri kılıklı herif,
A Demokratın dikâlâsı!
Harpten önce neyiniz vardı ulan?
Bir kat çamaşırı yıkar yıkar giyerdiniz,
Sofranıza tok oturan aç kalkardı...
Tam o esnada ukala bir barış kuşu,
Dumanın karanlığından süzülüp,
Sokağın ışığına tüneyiverdi:
Gün ışır, hani bir tavanda mavilikler uçuşur,
Bulutlar o maviliğin peşisıra uçuşur gider...
Kızılcıklar takınmış bir ağaç iner ovaya,
Böcekler böceklerle ekmeğini bölüşür;
Dallar, tanyelinin hızınca kuşanır çiçeğini,
Çiçek, şıpınişi, beyazını edinir;
İnsan kısmının kulağına eğilir çağanlar,
Bir şeyler fısıldar tazeliğince.
Siz neyin nesisiniz,
Şu gözleriniz, kulaklarınız ne?

Bacak kadar piç, bana akıl vermeye utanmıyorsun değil mi?
Asıl sen, sıkıysa bizim evden içeri adımını atsana!
Merdiven başında dokuz tane köpek var;
Seni çiğ çiğ yerler alimallah!
Gerdanını biri yer,
Döşünü biri;
Gümüş tasmalısı ciğerini yer,
İkisi böğrünü üleşir,
Üçü beynini bölüşür;
Düşük kulaklısı kıçını çimdikler,
Yeşil beneklisi kasıklarını gıdıklar...
Hadi onları kafese kodun diyelim;
Sofada Kahraman Ağa var;
Azgırak gibi bir Osmanlı uşağı!
Seni çarmıha gerer inan olsun,
Kemiklerini yontar,
Alaturka şarkı dinletir,
Yerli filimlere götürür...
Diyelim ki, Kahraman Ağaya rüşvet verip kurtuldun;
Şifreli kapıyı açtın,
Zamkinozlu odayı geçtin;
Bir makina-adam dikilir karşına!
Kelkâhya içerden düğmeye bastı mıydı;
Elektrikli iskemleye oturtur,
Düdüklü tencerede kaynatır,
Atom şerbeti içirir...
Akıl ne arasın makina-adamda?
Vicdanı yok ki, namusu yok ki;
Hürlük, barışıklık özlemi yok ki...
Olur a, sesmez bir yerine dokundun, makina istop etti!
Maymun-adam yetişir, bir ip sarkıtır tavandan;
Kıskıvrak bağlar seni;
Sallasırt edip, doğru, candarma karakoluna...
Meskene tecavüzün cezası ağır;
Kadı fetvayı mühürleyince,
Cellat seni öldürür.

Metin Eloğlu

AYIPTIR SÖYLEMESİ

| | 0 yorum

Akşamın kursağında mavinin kıymığı ha
Vah vah
Ne düş kurarsan onu mu yaşarsın bu âlemde
Bak hele
Anılar anılar ah anılar
Allah Allah
Ne demiş Eisenhower
Sizi kurtaracak bir önderin peşinden asla gitmeyin dememiş mi
Vakit akşammış da bilmem neymiş de
Ulan ben hırt mıyım
Şuramda bir bozukluk mu var
Benim annem kötü kadın mı
Ne yani
Hıyar

Metin Eloğlu

AŞK MEKTUBU

| | 0 yorum

Dün akşam senden ayrıldıktan sonra,
İlyas’lara gittim.
Oturup, şu evlenme meselesini uzun uzun konuştuk;
Karısı da akla yakın şeyler söyledi:
Ben gerçi onu severim, dedi;
Beraberce yaşayıp gitmenizi kim istemez?
Ama, yoksulluğa alışkın değildir o;
Açlığa, yalınkat döşeklere pek katlanamaz.
Dinledikçe, kızcağıza hak verdim;
Bu iş olmayacak gibime geliyor, ne dersin?
Sen öyle görmüşsün büyüklerinden;
Dört kap yemekli sofralar görmüşsün,
Karpuz kollu yaz entarileri görmüşsün;
Yattığın yataklar herhalde somyalıdır;
Haftada bir-iki, sinemaya gidersiniz evcek...
Hayat pahalı, sana pabuç alamam;
Pabucu bırak, şöyle karın doyurucu bir şeyler de alamam;
Kitap alamam mesela,
Radyo alamam, tiyatro bileti alamam;
Gençsin birçok şeylerde gönlün kalacak.
Peşin söylemeli ki, sonra bana gücenmeyesin;
Benim cıgaram var, rakım var;
Alıştığım insanlar var bunca yıldır,
Sevdiğim, inandığım;
Onlarla görüşmeden edemem.
Hepsini kabullensen bile, günü nasıl kurtaracağız;
Memurluk bana gelmez,
Ticaret falan da yapamam, yaradılışım böyle;
Çelimsizim, taş kıramam.
Ben yazarak, çizerek geçinmek zorundayım;
Diyeceksin ki; ölme eşeğim ölme!
Sen bir aralık demiştin ki:
Gerekirse, ben de çalışırım, demiştin;
İngilizceden tercümeler yaparım, dikiş dikerim;
El işine koşmak gücüme gitmez;
Annem bana bunların hepsini öğretti.
Benim anam da iyi kadındır, biliyorsun;
Sana kaynanalık etmez tabii.
Anıa, hastalıklı, eli işe varmıyor;
Bulaşık mı yıkayacaksın, tercüme mi yapacaksın;
Ortalığı mı süpüreceksin, dikiş mi dikeceksin?
Bir gün, beş gün değil ki bu;
Gençliğini yitirince hayattan soğuyacaksın.
Ben şiir de yazıyorum, biliyorsun;
Şiirlerimde barış gibi, hürriyet gibi sözler geçiyor;
Buna içerleyenler olacak belki,
Bu güzelim işe bir kulp takıverecekler;
Cezaevlerine düşeceğim, sen yapayalnız dışarda...

Bu mektubu postaya vermeden önce,
Şöyle bir gözden geçirdim;
Başka kusurlarım olsaydı,
Emin ol, onları da yazacaktım.

Bak düşün taşın.

Metin Eloğlu

KEREM EVİ

| | 0 yorum

Ispanakta demir var
Havuçta B vitamini
Bende bir paket cıgara
Tadına doyulmaz bir aşk
Uç günlük bir ömür var

Daha ölmedik yani

Metin Eloğlu

BİZ KİMİZ

HASAN TAHSİN ÇETİN & MURAT SOLGUN